26 Ekim 2015 Pazartesi
MÜMİN GÜNEŞTEN ÖNCE UYANIR GÜNEŞİ UYANDIRIR
Sabah ezanını dinlemenin verdiği huzur hiçbirşeyde yok!
Gecenin bu sessizliğinde yalnız olmadığını Rabb'inin seni huzuruna beklediğini bilmek ne güzel....
Bizlere Müslüman bir ülkede doğmayı, yaşamayı, ezan sesini duymayı nasip eden Rabb'imize sonsuz hamd olsun. Ve diğer vakitlerin ezanından farklı olarak söylenen, "Essalatü hayrun minen nevm" kısmı çok etkileyici. (Namaz uykudan hayırlıdır!)
Rabbim bizleri namazı dosdoğru kılan kullarından eylesin inşallah. Bu sabah, sabah ezanı okunurken hissettiklerim böyleydi. Aslında tüm hissedilenleri kelimelere dökmek zor. Ömrümüzün her gününe sabah namazıyla başlayabilmek duası ile...
Hayırlı sabahlar...
26.10.2015
Etiketler:
Dinin Direği,
Dua,
Gerçek Aşk,
Huzur,
Namaz,
Sabah Namazı
13 Ekim 2015 Salı
KELEBEĞİN HAYAT SIRLARI
Bu kitap uzun zamandır alıp okumak istediğim bir kitaptı. Cumartesi günü dışarı çıktığımda almak kısmet oldu. Cumartesi akşamı okumaya başladım biraz. Kitap farklı konu başlıklarından oluşuyor, her konu başlığını 2-3 sayfa anlatmış. Farklı farklı konu başlıklarında farklı olaylardan bahsedilse de kitapta bir sürükleyicilik var kopuk değil. Elimden bırakamadan okuyarak pazar günü 22:02'de kitabımı bitirdim öyle
uyudum :) Pazar günü için planım farklıydı aslında hava güzel olursa dışarı çıkmayı düşünüyodum. Pazar sabahı uyandığımda havanın yağmurlu ve kapalı olduğunu görünce dışarı çıkma fikrinden vazgeçtim. Yağmurlu bir günde türk kahvemide yapıp kitabımı okumaya karar verdim. Okullar açılalı 2 hafta oldu ilk haftaların yoğunluğu ile kitap okumaya vakit ayıramamıştım kitap okumayıda özlemiştim adeta çok iyi oldu pazar gününü böyle değerlendirmek.
Kitabın arka kapağındaki yazıyı çok beğendim ve kitabın içindekileri biran önce okumak istedim. Kitabın içinde beğendiğim kısımlar kadar beğenmediğim bölümler de var. Kitapta farklı birçok konudan bahsedildiği için özetlemek zor. Genelde her okuduğum kitapta en beğendiğim cümleleri kitabın ilk sayfasına yazarım. Bu kitapta da en çok beğendiğim ve kitabın ilk sayfasına yazdığım iki cümle: " Yarın bugündür. Yaşadığın herşey de şu andır." "Sadece güneşli günlerde yürürsen gideceğin yere varamazsın."
uyudum :) Pazar günü için planım farklıydı aslında hava güzel olursa dışarı çıkmayı düşünüyodum. Pazar sabahı uyandığımda havanın yağmurlu ve kapalı olduğunu görünce dışarı çıkma fikrinden vazgeçtim. Yağmurlu bir günde türk kahvemide yapıp kitabımı okumaya karar verdim. Okullar açılalı 2 hafta oldu ilk haftaların yoğunluğu ile kitap okumaya vakit ayıramamıştım kitap okumayıda özlemiştim adeta çok iyi oldu pazar gününü böyle değerlendirmek.
Kitabın arka kapağındaki yazıyı çok beğendim ve kitabın içindekileri biran önce okumak istedim. Kitabın içinde beğendiğim kısımlar kadar beğenmediğim bölümler de var. Kitapta farklı birçok konudan bahsedildiği için özetlemek zor. Genelde her okuduğum kitapta en beğendiğim cümleleri kitabın ilk sayfasına yazarım. Bu kitapta da en çok beğendiğim ve kitabın ilk sayfasına yazdığım iki cümle: " Yarın bugündür. Yaşadığın herşey de şu andır." "Sadece güneşli günlerde yürürsen gideceğin yere varamazsın."
Ve kitapta beni etkileyen aklımda kalan yerlerden biride "İnsanların ölmeden 1 saat önce söyledikleri" bölümüydü. Alman bir hemşire hastanede ölümü kesin hastaların son 1 saatlerinde yanlarında olma görevini devralmış. Ve yıllar sonra yaşadıklarını yazmış. İnsanların en büyük pişmanlıkları: Tahmin edin insanların en büyük pişmanlıkları ne? "Başkasının/başkalarının hayatını yaşamış olmak!" Bunu yapan insanların çok olduğunu söylüyor Nil Karaibrahimgil, "Kendimi rafa kaldırayım ve 'onun' ya da 'onların' senaryosunda rol oynayayım" diyen çok diyor bu fikrine bende katılıyorum. İnsanlar bukalemun gibi birçok kimse olduğu gibi kendi değil. İkinci en büyük pişmanlıkları da şuymuş: "İnsan ömrünün sadece kısa bir bölümü sağlıklı. O dönemde doya doya yaşamadım sağlığımı. Koşmadım, seyahat etmedim vs." Kitapta kesinlikle katılmadığım ve bir anne olarak Nil Karaibrahimgil'e kesinlikle yakıştıramadığım bölüm bir kadın kürtaj olmaya gidiyorsa kendine göre haklı sebepleri olabileceğini savunuyor. Kürtajın hiç bir şekilde haklı bir gerekçesi olamaz! KÜRTAJ BİR CİNAYETTİR! Kürtaj yasaklansa da bir kadının kafasına koyduğunu yapacağını gidip hastahanede kürtaj olmak yerine bir apartman dairesinde tehlikeli alet edevatla ve cahil insanlarca yine kürtaj olabileceğini ve öyle mikrop kapmasındansa kürtaj(cinayet) serbest olsunu savunuyor! Oradaki ortam hijyenik mi değil mi onu düşünebiliyor ama orda bir cinayet oluyor onu düşünemiyor! Kürtajı kendisine göre savunuyor. Sayfa 284'te yazdığı bir paragraf: "Çünkü bir kadın, o çocuğa hayalindeki geleceği veremeyeceğini hissettiği anda karar verir, ruhunu kanatır, kafaya koyduğunu yapar. Bir kadın kafaya koyduğunu, en büyük yasaklar ülkesinde de yaşasa yapar. Nokta." Kesinlikle katılmıyorum bir insan kafasına koyduğunu yapar diyerek, kürtajın(cinayetin) yasaklanmaması savunulamaz ! Ve sayfa 285'te yine katılmadığım bir paragraf: "Yeni bir anayasa hazırlanırken, kadınların tepesine gökyüzü koyun, prangalar takmayın bedenlerine." Kürtajı yasaklamak demek kadınların bedenlerine prangalar takmak değildir benim için nokta.
Kitabın adından da anlaşılacağı gibi hayata dair herşeye değinmeye çalışmış Nil Karaibrahimgil, sıkılmadan bir solukta okuduğum bir kitaptı. Hayata dair herseyden kısa kısa kısa bahsettiği için ben sadece ilgimi çeken yerleri paylaştım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)