27 Aralık 2016 Salı

24 SAAT

  Ve sonunda 1 aydir elimde olan Hande Firat'in yazdigi 24 Saat kitabini bitirdim. 24 Saat 15 Temmuz'un kamera arkasini anlatiyor. Hande Firat'in kaleminden son yuzyilimizin belkide en onemli 24 saatinin hikayesi. 15 Temmuz ulkemizin yasadigi en uzun ve en karanlik korku dolu bir geceydi hepimizin bildigi gibi. Umarim son karanlik gecede 15 Temmuz olur. O gecenin hatta ulkemizin kaderini degistirecek olan baglantiyi yaparak cumhurbaskanimizin halka cagrisini Facetime üzerinden gerceklestiren Hande Firat'a tesekkur ediyorum. Kitabi okurken o geceyi tekrardan yasadim sanki, cunku bizim bilmedigimiz ama 15 Temmuz'un daha sabahindan baslayan bu kalkismanin nasil basladigini ayrintilariyla anlatiyor. Kitapta beni rahatsiz eden Dogan medyanin ovulmeye calisilmasi! Terorden daha alcakca olan kendi silahlarimizi kendi halkimiza ceviren hainlere karsi tabikide devletinin milletinin yaninda olacaksin. Ama bu Doğan medyanin su zamana kadar cumhurbaskanimiza yaptigi hakaretleri veya hukumetin karsisnda bir tavir aldigini degistirmiyor. Kitapta hurriyet gazetesi yazari Murat Yetkin dertlerinin habercilik oldugunu muhalefet etmek yada yardakcilik etmek olmadigini soyluyor sayfa 156da! Ve ulkenin cumhurbaskaninin bile gerektigi zaman sesini duyurmaya ihtiyaci olabiliyormus diyor! Ulkenin cumhurbaskanininda ihtiyaci olabilir tabiki sesinin duyurulmasina. Ama siz " Dogan Medya" hicbirzaman cumhurbaskaninin yaninda olmadiniz. 15 temmuz aksami hainler Cnnturk ve hurriyet gazetesinin binasini bastığında halkimiz geldi sizi kurtarmaya halk sizin yaninizda oldu bunuda unutmayin. Halk herşeyi görüyor ve haklı olduğunuzda da yanınızda olur! Cumhurbaskanimizin o aksam Hande Firat'a baglandiginda yaptigi tarihi konusma! "Bu arada tabii milletime de bir cagri yapiyorum. O da sudur: milletimizi illerimizin meydanlarina davet ediyorum, havalimanlarina davet ediyorum. Ve milletce meydanlarda havalimaninda toplanalim, bunlarin o azinlik grubu tanklariyla toplariyla gelsinler, ne yapacaklarsa halka orada yapsinlar. Halkin gucunun uzerinde bir guc tanimadim bugune kadar, bundan sonra da zaten boyle birsey tanimamiz soz konusu degil." Cumhurbaşkanımızın görüntüsü, yaşadığı, güvende olduğunu öğrenmemiz bile bizleri halkımızı rahatlatmıştı ve milyonlar gibi bende çok sevinmiştim.  Birde kitapta sayfa 91'de Hande FIRAT diyor ki Cumhurbaşkanımızın Cnntürke "tamam " diyeceğini düşünmüyordum. Niye düşünmüyordu? Çünkü siz CNN Türk olarak yani Doğan Medya Grubu olarak herzaman Hükümet'in ve Cumhurbaşkanı'nın karşısında yer aldınız. Demek ki Cumhurbaşkanımız tamam diyebiliyormuş ve kanal ayırımı yapmadan konuşuyormuş. Birkaç yer rahatsız etti beni kitapta onlarıda dile getirdim. 15 Temmuz gecesi darbe kalkışmasının olduğu saatlerde terasta ailemle oturuyorduk ve darbe haberini abim telefonla arayarak vermişti bana. Duyduğumda verdiğim tepki ilk söylediğim söz "Ne darbesi?" oldu. Bu zamanda darbemi olur bu yaşıma kadar darbe görmedim darbe nedir bilmiyorumki. Televizyonu açtığımızda canlı yayında Boğaz'da halkın üzerine ateş açıldığını gördük. Canlı yayında ülke olarak korku ve gerilim filmini yaşadık. Bu filmin 2016 yılında Türkiye'de yaşandığına inanmak istemiyorduk tabiki. Bunun adı darbede değil şuana kadar tarihimizde yaşadığımız en büyük terör saldırısı. Amacına ulaşsaydı ülkemiz parçalanmıştı. Bize düşman olan ülkelerden başta Amerika olmak üzere ülkemize girmisti. Şuan hala Fethullah Güleni iade etmeyerek soğuk savaş açmış durumda ulkemize Amerika. Dünya Medya'sında ülkemizin büyümesini, gelişmesinihazmedemeyenler kalkıp asker Türkiye'de duruma el koydu diye haber yaptılar ama Rabbim o hainleri sevindirmedi ve ülkemizi korudu şükürler olsun. Şerlerden doğan nice hayırlar var o yüzden bunların yaşanmasında mutlaka bir hayır vardır. Ülkemiz için çok daha güzel günler olacak inşallah. Cumhurbaşkanımızın o akşamki konuşmasında dediği bir sözle yazımı bitiriyim. "Bu milletin güçlenmesini hazmedemiyorlar ama onlar isteseler de istemeseler de hak nurunu tamamlayacaktır."

3 Mayıs 2016 Salı

KÜRK MANTOLU MADONNA

   28 Nisan Persembe Teog sinavinda gozetmen oldugum gun okumaya basladigim Kurk Mantolu Madonnayi bugun Tekirdag'dan Istanbula donerken yolda okuyup bitirdim. Kitap bittiginde icim acidi, bir huzun kapladi icimi sonu dramla biten romanlari sevmiyorum galiba. Oncelikle ilk 100 sayfasi surukleyici degildi sklarak sirf bitsin diye okuyodum ama kitabin yarisindan sonra elimden birakamadan okudum.Otobuste kitap okuyamayan ben ne olacagini merak ettigim icin otobuste bile okudum. Kitabin ismi Raif Beyin bir resim sergisinde Kurk Mantolu Madonna resmini gorup o resimden cok etkilenmesinden adini aliyor. Daha sonra o resmi yapan Kurk Mantolu Madonna yani Maria ile tanisiyor. Ilk basta dostluk ile baslayan iliski sevgiye donusuyor. O zamana kadar kimseyi sevmeyen kimseyi sevebilecegine inanmayan Maria Raif Beyi seviyor. Raif Beyde hayatinin en guzel 4-5 ayini yasiyor onunla. Maria hasta oluyor hastaneye kaldiriliyor. Raif bey gece sabaha kadar hastahanenin etrafinda onu bekliyor. Sonra Marianin yanina sabah ziyaretci alindigi vakitte gidiyor. Maria Raif Beye bizde eksik olanin ne oldugunu buldum diyor. Ben sana inanmamistim.. Ama artik senin beni sevdigine inaniyorum diyor. Hastahaneden eve cikinca Maria, Raif Beye Turkiyeden telgraf geliyor babasinin oldugune dair ve Turkiyeye donuyor. Daha sonra irtibatlari kesiliyor. Maria nin annesi Pragli galiba oraya tasiniyolar tanidiklari kisilerdende haber alamiyor. Turkiyede evleniyor cocuklari oluyor ama icinde sadece Maria var oraya kimseyi almiyor. Esini bakmak zorunda oldugu yabanci gibi goruyor. Aradan 10 sene geciyor Ankarada birgun Marianin akrabalarindan biri ile karsilasiyor. Ve o kisiye Mariayi bi sekilde soruyor. O da "Iyi bir ressamdi" diyor. Bunun uzerine hala degil mi deyince onun oldugunu soyluyor. Onun öldugunu bilmeden Raif Bey on sene boyunca onu sevmeye devam ediyor, bir kizi oldugundan habersiz. Orada konustugu kisinin yaninda olan kiz cocugunun kendi kizi oldugunu anliyor anlatilanlardan sonra. Kizida  ondan kalan bir parca oluyor. Ve kitap boyle huzunlu tuhaf bitiyor. Daha once Sabahattin Ali hic okumadim, ilk okudugum kitabi ve sanirimda son olacak. Ickiden nefret eden biri olarak icki bira kelimelerinin ustunu karaladim kitapta. Ickiden bahsetmeden roman yazilamiyor mu? Allahin haram kildigi bu sey kitaplarda olmak ozendirilmeye calisilmak zorunda mi!!!  Ayrintilara girmeden kitabin kisa ozeti boyle. Raif beyin babasi ile iliskisi veya Kurk Mantolu Madonnanin isine vs. girmedim. Yoksa cok daha uzardi ozet. Bloguma yazmayi ozlemisim hemen yeni bir kitaba daha baslamali :)