30 Temmuz 2015 Perşembe

Ey AŞK Evliliğe Hazır mısın?

Bu kitabı almamdaki sebeplerden biri öncelikle kitap kapağının pembe olması pembe aşığı olduğum için dikkatimi çekti, sonra kitabı inceledim kitabın ön kapağında yazan "Gerçek aşkın gidişatı hiçbirzaman pürüzsüz değildir." Wiliam Shakespeare  sözü beni etkiledi ve birde D&R'de %50 indirimdeydi indirimide yakalamışken kaçırmak istemedim:) Ama kitabı okumaya başladığımda kitaptaki olayların karmaşıklığı beni çok yordu, açıkçası olayları da anlamaya çalışmadım. Bir an önce kitabı okuyumda bitsin diye düşünüyordum. Çünkü kitap hiç sürükleyici değil olayların birbirinden bağımsızlığı gereksiz anlatımlar kitabı sadece uzatmış ve sıkıcı hale getirmiş. 367 sayfa ama bunun yerine daha kısa olsa sürükleyici olsa daha iyi olurdu.


      Kısaca kitapta anlatılan şu; Dakota düğün günü Grant tarafından terkediliyo ve 10 ay kadar sonra çocukluk arkadaşı Brendan ile evlenmeye karar veriyor. Ama yine içinde aynı şeyi yaşarmıyım korkusu oluyor düğün gününe kadar ve düğün günüde Brendan'ın gecikmesinden tedirgin oluyor dejavumu yaşıyorum diye düşünüyor. Neyseki Brendan düğüne geliyor düşündüğü gibi olmuyor evleniyorlar ve kitapta anlatıldığına göre bir ömür boyu mutlu oluyorlar :)

Kitaptaki şu sözü çok beğendim: 

"Erkek ve kadın arasında dostluk olamaz. Tutku, nefret, hayranlık, aşk olur ama dostluk olmaz." -Oscar Wilde
 

Çoğu müslümanın söyleyemediğini bir yabancının söylemesine hem şaşırdım hem de takdir ettim helal olsun. Bence de erkek ve kadın arasında arkadaşlıkta dostlukta olmaz! 

29 Temmuz 2015 Çarşamba

AŞKI SENDE BULDUM

Bu kitabı yaklaşık  8-9 ay once Üsküdar'da ilk defa duzenlenen Uskudar Sahaf Festivali'nden almistim. Ayrıca Anadolu yakasında da ilk düzenlenen sahaf festivaliymiş. Aldığım zaman okumaya niyetlendim ama okuyamamistim o zaman sonradanda elime birkaç defa almıştım biraz okumaya başlayıp bırakmıştım diye hatırlıyorum ama öyle kalmıştı. En son İstanbula kardeşimin Kpss sınavı icin gittigimizde evimden kitabi aldım tatilde okurum diye. Kitabı okumaya başladığımda 100 sayfasını okudum sonra elimden bıraktığımda kitap sürükleyici olmadıgı icin 2.ye elime alıp okumam icin 1-2 gun zaman gecti. 4 günde bitirebildim kitabi. Kitap Gordon'un esir aldığı kıza asik olmasını ve olayın farklı başlayıp Ask ile sonuçlanmasını anlatıyor. Bu ask tek taraflı degil esir aldığı kız Constancede ona sırılsıklam asik oluyor. Kaçmaya esaretten kurtulmaya fırsatı oldugu halde kaçmıyor. Çünkü şimdiki esareti cok daha buyuk onu esir olan kişiye asik oldugu icin sevdigi adama tutuklu oluyor. Ve ikiside bu Ask sonucunda herseyi göze alıyorlar. Askın gözü gercekten körmüş diyor insan okurken, onu okurken hissediyorsunuz. Ama sürükleyici olmaması olayların kopuk kopuk olması bir bütünlük olmaması ve bazı olayların gereksiz uzatılması beni sıktı. Ve New York Best Seller kitaplarini bir daha almayi dusunmuyorum, isimleri dahi aklimda tutamadim olaylar yasantilar bana cok uzak. Sonuc olarak gercek Askı yasamak güzel bişeymiş diyor insan, Rabbim herkese nasip etsin!

Bana SENİ SEVİYORUM Deme HİSSETTİR...


Ramazan bayramının ilk günü 17 Temmuzda almıştım bu kitabı, kitap en çok satanların arasındaydı ama o yüzden değil beni etkileyen ismi oldu açıkçası ve aldım. İsmi beni etkilemişti "Bana Seni Seviyorum Deme Hissettir". Çünkü biz bayanlar bazı şeyleri duymaktan çok bunu hissetmek isteriz ve o yüzden merak ettim aldım.   18 Temmuz'da başladım kitabı okumaya kitap çok hızlı ilerliyo 1günde bitti. Sabah başlamıştım bitirmeden elimden bırakamadım 19 Temmuz 02:28de bitmişti kitap. Hatta annemlerle o gün sahile inerken yanıma kitabımıda aldım sahilde de biraz okudum ve eklediğim fotoğrafı da orda çektim. Kitapta yaşanılanlar beni etkiledi o anki ruh haliminde etkisiyle kitabı son kısımlarına doğru okurken ağlıyodum.


Kitapta beni etkileyen cümlelerden bazıları:
💕Bir kadının en güzel makyajı, Gülüşünde sakladığı erkektir.
💕Sevmeyi bilen bir kadının kalbi cennetin giriş kapısıdır.
💕Sevmesini bilen kadınla, sahip çıkmasını bilen bir adamdan var mıdır daha güzel seveni ?
💕Sevdiği adam için çaba sarf eden kadının sevgisine doyum olmaz. Sevdiği kadının kendisi için çaba sarf etmesini sağlayabilen erkeğin de aşkına...
💕Gerçekten seven kadının güzelliğini sevdiği adama baktığı gözlerinden anlayabilirsiniz. 
💕Dualarına ortak edecek kadar sev beni. Çünkü sen çoktan aminsin dualarıma. 
💕En güzel hislerimin sahibisin sen.
💕Erkeklik yürekte başlar, sevdiği kadına sahip çıkmakla biter. Adam olmaksa bunun devamlılığını getirebilmekte. 
💕Annemden sonra sevdiğim ikinci kadınsın sen. 
💕Ne de olsa kalbimin en güzel dualarısın artık. Senin gülüşünse aminim...
💕Aşık olduğu adamın özelliklerini kaybediyor olması bir kadının en korkulu rüyasıdır.
💕Sevenin halinden sevmeyen asla anlayamaz.
💕Kadının en güzel dekoltesi sevdiği adama açtığı kalbidir. 
💕Aşk karın doyurmuyor diyorsunuz ama hayat mideden de ibaret değil ki. 
💕Sevmesini bilen kadının makyaja ihtiyacı yoktur. Sevdiği adama bakan gözleri yeter.
💕Kalbimin en güzel yerini sana ayırdım, çok yorma bu kalbi!
💕Sevdiği adama ait olmasını bilen kadınla, kadınına anlamlar yükleyerek seven adam zaten tamamlar birbirini.
💕Kalp bu, herkese açılmaz kapısı. Oraya giren tek olmalı ve kıranı da seveni de tek olmalı. Sevginin böylesi makbuldür. 
💕Uyandığı her güne onu severek başlamalı. 
💕En güzel kalpler kırılır. 
💕Ben en çok seni sevmek isterken, en çok sende yaralandım. Kalbimin ilk ağrısıydın. 
💕Sevmek her zaman acıtır. Önemli olan bu acıyı sana hangi boyutta yaşatacak olan insanı iyi seçebilmen. 
💕Yeri gelince çok güzel seven kadınlar, gün geliyor duygusuz bir varlığa dönüşebiliyor. Bundaki en büyük pay sevmeyi bile beceremeyen adamlar. 
💕Sen benim seni gördüğümde kalbimin titrediğiydin. 
💕Kırdığın her kalbin hesabını sorar Yaradan.
💕Seviyorum denilmeyle sevilmez.
Hissettireceksin...
💕Giden kadın yoktur, gidişine sessiz kalan adam vardır. Kadının duygularına sahip çıkmayan adam vardır. 
💕Hayatı ve kendisiyle ilgili her konuyu yalan söylemeden saklamadan söylemek istediği birine ihtiyaç var insanın. 
💕Bir insanın çektiği acıyı anlayabilmek, hissedebilmek için o acıyı tatmanız gerekir. 
💕Sürekli aynı hataya düşüyorum. İnsanları kendim gibi zannedip yer veriyorum hayatımda. Birçok kez düşürüyorum kendimi bu duruma. Ne zaman akıllanacağım konusunda hiçbir fikrim yok. 
💕Ben sende beni buldum.

24 Temmuz 2015 Cuma

DEPREM!

Bu sabah, sabah namazını kıldıktan sonra tekrar uyumak için yattığımda saat 5:40 civarında deprem oldu. Bu her anını hissettiğim 2.depremdi sanırım. Daha uyumamıştım çünkü, bi kaç saniye sürdü ama o korku yetti. Saniyede her yer bi anda yerlebir olabilirdi. Ne kadar aciz olduğumu anladım bir kez daha! Hemen annemi aradı gözlerim annem balkondaydı o sırada ve o da hissetmiş anneme seslendim anne geeel diye! Babamda camiye gitmişti evde değildi tam deprem olduğu sırada yoldaymış sanırım o yüzden hissetmemiş. Babamda eve geldi birkaç dakika içinde ve rahatladım. Rabbim bizi daha büyük felaketlerden koru! 

11 Temmuz 2015 Cumartesi

KİTAP OKUMAK ALIŞKANLIK MI?

Kitap okumak bence tamamen bi alışkanlık bir defa alışkanlık haline getirince bırakamıyosunuz dışarı çıkarken dahi yanınıza kitabınızı almadan çıkamıyosunuz. Benim için yazmakta öyle sürekli yazmıyorum ama yazdığımda içim rahatlıyo huzur buluyorum. Ara arada olsa yazmalıyım bişeyler. Ramazan'da kitap okumaya çok daha fazla vaktim oldu bilmiyorum sizde de öyle mi, tüm vaktim yemekle mi geçiyo ki şimdi boş vaktim çok fazla oluyo :) Ya da Ramazan'ın bereketi mi zamanında bereketlenmesi? Televizyon bağımlısı değilim Ramazan'da çok fazla boş vaktimde olsa uzun süre televizyon karşısında durunca sıkılırım. İstanbuldaki evimde 2 sene oldu hala televizyon yok ve alma ihtiyacı da hissetmiyorum. Çalışırken ona vaktim de kalmıyo açıkçası. Ramazan'da boş vaktimin çok olması belkide benim oruçlu iken dışarıya çıkmayıp kendimi eve kapatmamdan olabilir. Dışarıya çıkacak enerjim olmuyo çünkü:) Ve dışarıya çıktığımda bi yerde oturunca bişey yeyip içme olmadığı için keyifte almıyorum. Dışarıya çıkma sebebim ya market için ya kitapçıya gitmek için ya da ödeme vs monoton bi hayat. Ama güzel de oluyo evde kitap okumaya Kuran'ı Kerim okumaya bol bol vakit kalıyo. İnşallah bu kıymetli günleri  en güzel şekilde değerlendirebilenlerden oluruz. Herzaman olduğu gibi yine çok çabuk geçti Ramazan. Hayırlı iftarlar, orucunuzu açarken duanızda beni de unutmayın inşAllah...

BEYOĞLU'NUN EN GÜZEL ABİSİ

Evde olan kitaplardan birini okumak istedim busefer ve Beyoğlu'nun En Güzel Abisi'ni aldım elime. Bu Ahmet Ümit'in kitaplarından okuduğum sanırım dördüncü kitabi. Kitap Başkomiser Nevzat ve yardımcısu komiser Ali'nin araştırdığı yılbaşı gecesi işlenen bir cinayeti anlatıyor.. Bir yılbaşı gecesi bıçaklanarak öldürülen Engin'i kim öldürdü? Yılbaşı gecelerinin herkes için gülüp eğlendiği bir gece olurken polisin kabusu olduğu en çok suç işlenilen kesinlikle bir vukuatın olduğu yaralama, taciz, tecavüz, cinayet olaylarının en çok yaşandığı gece olduğundan bahsediliyor. Polisiye severim ama bu iğrenç meyhanelerde kumarhanelerde geçen gece hayatından bahsedildiği için beni sıktı. Kitaptaki Başkomiser Nevzat karakterine esnafın çoğunluğu Beyoğlu'nun En Güzel Abisi diye hitap ediyor kitabın ismide oradan geliyor. Dün öğlenden sonra saat 1de başladım okumaya ama katilin kim olduğunu öğrenmeden uyuyamadım sahurdan sonra saat 4 te bitirdim kitabi. Ve herzaman olduğu gibi yine okuyucuyu şaşırtmayı başarmış Ahmet Ümit olayları kurgulaması çok iyi ve hiç beklemediğim kişi katil çıktı Beyoğlu Rapsodisinde olduğu gibi. Aklımda olan bikaç ihtimalden biri değildi katil hiç hiç beklemediğim biri çıkmıştı. Hayatta böyle hiç beklemediğimiz kişilerden hiç beklediğimiz şeyleri görebiliyoruz, her an herşeye hazırlıklı olmalı. Kitapta sürükleyicilik, olay kurgusu herşey iyi güzel ama kitapta yazar sürekli kendi siyasi görüşünü empoze etmeye çalışmış. Gezi parkı olayları ve bu olaylara karışan örgütlerden bahsediliyor, bu örgütlerin haklı olduğu baskıcı bir ülkede bu örgütlerin olması  gerektiği  devletin görevini yapmadığı için bunlar olduğu yani her yeri yakıp yıkan bu kişiler haklı ve masum gibi gösterilmeye çalışılmış! Ve orada güvenliği sağlamaya çalışan polis ise tam tersine insanlara zarar veren sanki yok yere biber gazı sıkan hatta birkaç kişinin gözünü çıkarmış vs böyle lanse ediliyor! Şimdiki cumhurbaşkanımız o zaman Gezi Parkı eylemleri sırasında başbakanımız olan Recep Tayyip Erdoğan olayı şu cümlelerle çok güzel açıklamıştı. " Bu ülkede herkesin görüşlerini özgürce ifade etme hakkı vardır. Bu ülkede herkesin demokratik sınırlar içinde, hukuk çerçevesinde tepkisini ortaya koyma, mitingini yapma hakkı vardır. Ancak hiç kimsenin hukuksuzca, demokrasi dışı eylem yapma, işgal eylemi yapma, esnafa, çevrede oturanlara, yoldan geçenlere zarar verme hakkı yoktur. Hele hele hiç kimsenin ağaçlar kesiliyor bahanesiyle ortaya çıkıp, Türkiye'de gerilimi arttırmaya hiç hakkı yoktur."  Ve bu durumda polisin oradaki halkın güvenliğini sağlamaya çalışmasıda hükümetin acımasızca polisleri göstericilerin üzerine sürdüğü olarak yansıtılmış! İstanbula yapılan köprüleri ise durmadan çirkin köprüler yapıyorlar diye yazmış! Bunlar beni tamamen rahatsız etti. Ama en çok rahatsız eden ise kitapta sayfa 319'da  kader ile ilgili yazan cümleler, kadere inanmadığını alaylı bir şekilde tiye alarak yazmış. Aynen şu şekilde yazıyor. " Yaşam bizim dışımızdadır, biz olmasak da akar kendi başına. Bazıları kader diyor bunun adına. Kader kim bulmuşsa bu açıklamayı iyi yapmış." Kader kim bulmuşsa bu açıklamayı iyi yapmış nasıl bir cümle!!! Kadere inanmak imanın şartlarındandır! Kitapta sayfa 357'de meyhanede sarhoş olup eğlenen yaşlı bir kadının o haline Başkomiser Nevzat "Birgün böyle ölecek. Allah hepimize böyle ölüm nasip etsin." diyor!!! Beğendiği ölüm yaşlı sarhoş bir kadının meyhanede eğlenerek ölmesi böyle bir ölüm istenirmi? İnsan Rabb'inden imanla ölmeyi nasip etmesini ister. Ve kitapta sayfa 347'de en huzur bulduğu yer olarak bir meyhaneyi söylüyor.  Yazan cümleler aynen şöyle: "Ne zaman bu eşiği aşsam, ne zaman bu meyhaneden içeri adımımı atsam, tarif edemediğim bir huzur, derin bir sükunetle doluyordu içim. Dünyanın iyi bir yer olduğunu kanıtlayan son mekan neresi deseler, hiç tereddüt etmeden Evgenia'nın Tatavlası(meyhane!) derdim." En huzur bulduğu ve dünyanın iyi bir yer olduğunu kanıtlayan yer olarak bir meyhaneyi söylüyor! Bu bakış açısıyla hayata bakan bir yazar olduğunu bu kitapla öğrendim, ve birdaha Ahmet Ümit'in kitaplarını kesinlikle okumam.

9 Temmuz 2015 Perşembe

ÖLÜM ÖLMÜYOR!


   Hayat çok kısa. Çok çok kısa. Az önce bir sela okundu. Sanat okukundan bir öğretmen vefat etmiş. Allah rahmet eylesin. Ama sanki o ölüm bize hiç gelmiyecekmiş gibi değil mi?
   
   Sizi bilmiyorum ama benim için öyle dünya sevgisi öyle sarmış ki kalbimi hep bu dünyada kalacakmışım gibi... Böyle düşünenler kaldı mı bu dünyada... Kimler geldi kimler geçti denir ya aynen öyle. Bizde geçip gideceğiz bir gün bir sela ile..
   
     Bu hayatta ne çok çok sevinmeli ne de çok çok üzülmeliyiz. Bu dünyada hiç birşey baki değil ki, ne mutluluk ne üzüntü... Ölüm diye bir gerçek var çünkü!                                                                                                                                                            Bu dünyada sınavdayız inşallah bu sınavın farkında olup ebedi hayata ahirete en güzel şekilde hazırlanırız.. Bugün ikindiden sonra okunan sela bana bunları düşündürdü. Rabbim en güzel anımızı son anımız eylesin inşallah. Lütfen dualarınızda benim içinde bu şekilde dua edermisiniz. Allah razı olsun...
 
     Ve son olarak "Kişinin kişiye üstünlüğü ancak takva iledir." sözü aklıma geldi ne güzel bir söz. Allah katında kimin kimden üstün olduğunu da kimse bilemez. Hep bunun farkında olmamız duasıyla...


Not: Tam 1 sene önce yazmıştım bu yazımı( 9 Temmuz 2014) Bloguma da eklemek istedim.