Bu mübarek aya eriştiğimiz için şükrederek başlıyorum sözlerime. Nedense Ramazan ayında daha çok hissediyor insan şükretmesi gerektiğini. Sadece bu ay değil, bu ayın feyziyle şükrümüzü her aya yaymamız gerekir aslında. Ama öyle olmuyor işte. Hiçbirzaman elimizdekinin kıymetini bilmediğimiz için elimizden gittiği zaman birşeylerin kıymetini anlıyor ve şükrediyoruz.
Saat 19:39 ve iftara yaklaşık 1saat var. 365 günün 335 günü istediğim zaman istediğim kadar içtiğim suyu şuan içemiyorum ve ozaman suyun kıymetini çok daha iyi anlıyorum. İlla ki kaybetmemizmi gerekir birşeylerin değerini anlayıp şükretmek için? 335gün Allah'ın bize verdiği helal olan nimetleri dilediği gibi yiyen,içen bizler sadece 30 gün oruç tutarken şikayetçi oluyor, bu sıcak uzun günde oruç tutulurmu diyoruz? Tüm bu nimetleri veren Rabbimiz için 30gün oruç tutmuşuz çokmu? Tüm bu nimetlere şükredip, sabretmemiz gerekmiyormu? Ama biz hep bulunduğumuz durumdan şikayetçi olup duruyoruz, şükretmek yerine. Oysaki şükrettiğimiz zaman farkına varabiliyoruz hayatımızdaki güzelliklerin..
Belki bazılarının sahip olamayacağı maddi manevi birçok şeye sahibiz ama hala bulunduğumuz yaşam koşullarını sevmiyoruz,isyan ediyoruz..ne kadar basit üzüldüklerimiz kafamıza taktığımız şeyler..belki acizlik bu belki kıymet bilmezlik. Hep bi depresif ruh hali, şarkıda diyor ya hani "yalan başkası yalan dünyada ölümden başkası yalan!" aynen öyle. ölüm diye bir gerçek varken bu hayatta geri kalan herşey değersiz ve önemsiz. Değerli olan tek şey Allah'ın sevdiği bir kul olabilmek..
Her geçen an ömrümüzden giden zaman ve bu geçen zamanlar asla ama asla geri gelmiyecek. 1dk. sonra bile ne olacağımızın garantisi yok. Bu yüzden yaşadığın her anın ve sahip olduğun şeylerin kıymetini bil.Sen şanslısın.Farklısın diğerlerinden.Bunun farkına var ve şükret.
Not: Bu yazımı 2011 yılında yazmıştım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder